13 Şubat 2015 Cuma

İbrahim Maalouf ile söyleşi..



24. Akbank Caz Festivali kapsamında 25 Ekim Cumartesi günü Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda sahne alan, jazz’a Arap müziği etkilerini harmanladığı trompet stili ile tanınan İbrahim Maalouf’la müzik ve kariyeri üzerine bir sohbet.
Sanatçı bir ailede büyüdünüz. Bunun kendinize özgü sound’unuzu yaratmanızda nasıl bir etkisi oldu?
Tabi ki her türlü kararımda ve sanatsal yönelimlerimde etkisi büyük oldu. Babam bana kendine özgü bir enstüman ve onu çalmak için kendi icat ettiği sıradışı bir yol verdi. Kabul etmeliyim ki bana neredeyse herşeyi verdi.
Dört pistonlu trompetinizden bahsedebilir misiniz? Bu çalgı özel olarak sizin için mi yapıldı? Bu enstrüman mikrotonları çalmanızda nasıl bir kolaylık sağlıyor?
Babam bu çalgıyı 1960’larda icat etti. Standart trompete çeyrek tonluk bir dördüncü pistonun eklenmesi makamların çalınmasına imkan veriyor. Makamları çalarken; jazz, blues ve rock ile harmanlıyorum.
Müziğinizde Arap makamlarını kullanmanıza Batılı kulakların tepkisi nasıl oluyor?
Sanıyorum insanlar bundan oldukça hoşlanıyor. Tam olarak ne hissettiklerini söyleyemem ancak konserlerde insanların iyi vakit geçirdiklerini, makamları ve tarab[1]’ı anladıklarını görüyorum. Bence müzik gerçekten uluslararası bir dil. İnsanlar beni anlıyor çünkü samimiyim. Müziğim bazı açılardan karmaşık olabilir ancak anlaması kolay. Bu iki yaklaşım arasında uzlaşma sağlayabilmek için hep elimden gelenin en iyisini diledim. Müziğimin yapısal olarak karmaşık olmasından hoşnudum, ancak dinlemesi ve dans etmesi kolay olmasını seviyorum.
Türk müziğine ilginiz oldu mu hiç?
Türk müziğini seviyorum. Bence Türkiye en ilginç pop kültürlerinden birine sahip. Ayrıca Türkiye Roman müzikleri dinleyerek büyüdüm. Mesela Laço Tayfa. Hüsnü Şenlendirici idollerimden biri.
Müziğiniz basında sıklıkla “Doğu ve Batı’yı bağlayan köprü” gibi ifadelerle geçiyor, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Neden olmasın. Ama ben böyle hissetmiyorum. Bence, internetin bize dünyanın tüm kültürlerini bir klikle getirdiği harika bir dönemde yaşıyoruz. Şimdi bir çoğumuz beste yaparken kesinlikle bu kültürlerden etkileniyoruz. Dünyanın tüm kültürlerini duyup ya da dinleyip, buna kayıtsız kalamayız.
Gelecekteki projelerden bahseder misiniz?
Bir çok farklı projem var, bir sonraki bir rap şarkıcısıyla, Oxmo Puccino ile ve ‘Alice Harikalar Diyarında’ hikayesiyle ilgili. Kasımda yayınlanacak. Ve sonraki 2 albüm tüm Arap müziği severler için büyük sürpriz olacak. Ayrıca pop şarkıcılarıyla ve sinemayla ilgili projelerim var.
Müzik dışında zamanınızı nasıl geçirmekten hoşlanıyordunuz?
Ailemle vakit geçirerek! Özellikle kızım Lily, dünyanın en güzel kızı! (gülüyor)
Size ilham olan müzisyenlerden bahseder misiniz?
Çok fazla var. Bunun için on sayfaya ihtiyacımız var. Ancak sorunuzu çok kısa yoldan cevaplarsam, beni en çok etkileyenin babam olduğunu söyleyebilirim. Bana müziği, klasik tekniği ve makamları verdi; bana tarab ve mawal[2]’ı öğretti.





[1] Klasik Arap müziği, müziğin deneyimi ile varılan ruhani keyif, Mevlevi kültüründeki sema kavramı gibi kullanılmaktadır.
[2] Arap geleneksel müziğinde vokal bir tür

* Jazz Dergisi, Ocak 2015 sayısında yer almıştır. 

Hiç yorum yok: